Beylerbeyi tünelinin açık olduğu zamanlarda her iki tarafa tek yön trafik işlerdi. Tam hatırlamıyorum ama 3-4 dakika bir yöne geçiş verilir sonra diğer yönde tünelden geçmeyi bekleyen araçlar geçerdi.
Hatta o eski burnu uzun mercedes otobüsler de geçerdi. Yayalar zor da olsa tek sıra olarak kestirme yolu kullanırlardı.
Tünelin ortasında, gruplarla girdiğimiz istikamette solunuzda kalan bir çeşme vardır. Orada daima içme suyu almaya gelenler bidonlarını doldururdu. (Hatta birinin ip gibi akan suyu doldurup saka gibi sattığını da hatırlıyorum) O zamanlar boğazın su şebekesi Elmalı barajına bağlı olup suyu içilebilir ve Avrupa yakasındaki musluk suyu Terkos’dan kat be kat iyiydi.
Burada beni ilgilendiren husus, eğer vaktimiz varsa, grubu kuru kuruya bu tünelden geçirmek yerine, her zaman olmasa da o çeşmeden bahsetmek oraya ayrı bir kişisel yaşanmışlık katması adına güzel oluyordu.
Bir de grubu tek sıra karşı duvara dizmişken geçen arabaları hayal etmelerini isteyip, yerin çeşmeden akan suyla daimi ıslak olmasıyla geçen arabaların sıçrattıkları sudan korunmak için oradan hızlı geçmelerini söyleyip, o tüneli onların anılarına da kattınız mı sarayı gezmenin keyifini daha çok çıkardıklarını defalarca yaşadım.
Bu vesileyle bu çocukluk ve rehberlik anımı sizlerle paylaşmak istedim. Belki tur yapmaya başladığımızda bu anı yine de işinize yarar.
Murat Eroğul