Duydum ki 10 Şubat’ta İRO yönetimi, üyeleri ile beraber bir değerlendirme toplantısı yapacak imiş. Aranızdan gidenler olursa

0
2214
Bir seneyi geçeli bayağı oldu malum; yazıcılara farelerin girdiği, kimimizin şimdi bin pişman şekilde, salondan oy vermeden ayrıldığı o son seçimin üzerinden.
Duydum ki 10 Şubat’ta İRO yönetimi, üyeleri ile beraber bir değerlendirme toplantısı yapacak imiş. Aranızdan gidenler olursa diye aşağıda sıralanmış hususlar hakkında ne yanıt verecekler bilmenizi dilerim. Bana veremiyorlar. Bakalım size ne diyecekler… Aslında bi sürpriz yapıp  son maddeden başlamak gibi bi düşünce bende hasıl olmuş olsa da “bırak” dedim kendime. Bu yazıları yazan Hasan Barış’ın derdi ne imiş diyenler elbet oraya kadar geleceklerdir haliyle.
Tolon Sökmen ve Ahmet Şensılay dönemlerini dinledim, Şerif Yenen dönemlerini yakından yaşadım. Bir sahte imzadan gemileri yakanlar bu kadar hadsizliğe, kifayetsizliğe ve beceriksizliğe nasıl sessiz kalsın. Olmaz! Olmazdı. Olmayacak da!

Hadi bakın teker teker neler var;

1. Yoksa Yolsuzluğa ve Borçlara Ortak Mı Oldunuz?
Bir dönem IRO’nun TUREB’e ödemediği borçlarda olduğu gibi şimdilerde eski yönetim ile aynı görüşe mi vardınız? Neden ödenmiyor bu borç? Daha bir sene önce, eski yönetimi eleştirmiyor muydunuz bu konuda?
ya da
Seçim günü kürsüden salladığınız mavi dosyada olduğunu söylediğiniz ve bu suretle salondakileri ibra oylamasında ibra etmemeye çağırdığınız yönetimin yolsuzluklarını mı saklıyorsunuz? Siz de mi ortak oldunuz?
Yoksa… Yoksa yolsuzluk falan yok muymuş?
Bundan birkaç ay önce Eğinlioğlu’na çay ocağında (ki sanırım başkanlık ofisi oraya taşınmış) “Bulamadınız mı yolsuzluk?” dediğimde; “Hayır, bulamadık, TUREB de bulamamış” deyişin şahitleri olan Naile Bars ve Ceren Açıkgöz‘ün önlerinde “O zaman özür dilemek gerekmez mi?” deyişime “tabii ki dileyeceğiz” diyerek yanıt veren Başkan, ne diyeyim bilmiyorum… Ama bak TCK’nın bu konuda bir düşüncesi var;

5237 S.lı Türk Ceza Kanunu MADDE 271

Suç uydurma

(1) İşlenmediğini bildiği bir suçu, yetkili makamlara işlenmiş gibi ihbar eden ya da işlenmeyen bir suçun delil veya emarelerini soruşturma yapılmasını sağlayacak biçimde uyduran kimseye üç yıla kadar hapis cezası verilir.

2. Ücretsiz Tur Yapan Meslektaşa, Görevi Suistimal Tadında Yapılan -gözdağı- Denetleme
Gerçi sözlü sohbetler esnasında bunun bir denetim olmadığı, oraya sadece uyarı amaçlı gidildiği söylense de, yanlarında polisin de bu uyarıya eşlik etmesinden hareketle bu savı çok inandırıcı bulmuyorum.
Ben, bunun arkasında herkesin emin olduğu ismin bulunduğunu düşünmeye devam ediyorum. Zaten duyumlar da o yönde. Başkan buna karşı da çıkmış ama dik kafalı kafasının dikine gitmekte ısrarcı olduğu için aylık denetleme programının (ileride karar defterlerine ulaşınca göreceğiz) dışına çıkarak, Polisi de yanına alarak gitmiş. Ah.. keşke, bir de zabıt tutsaymışlar. işte o zaman tam da işlenen GÖREVİ SUİSTİMAL suçunun belgesini de oluşturacakmış ama aklı veren iyi vermiş belli ki. Bir sonraki yönetimden ister, görürüz o ayın denetim yapılacak yerler listesini bakarız uyumlu diye. Nasılsa zaman aşımının 5 yıl, aklımızda tutuyoruz.
3. Yapılmadı Denen Artış Tabloda Nasıl %48 Görünür?
Yine aldığım sözlü bilgilere göre İRO’da Yönetim ve Denetim Kurulu Huzur Haklarında bir artış kararı alınmamış. Bir önceki yönetimin aldığı karar üzere ayda kaç toplantı yapılırsa yapılsın tek huzur hakkı alınmasına Yönetim kurulunu bağlayacak şekilde karar verilmiş.
Eskiden 2 olan başkan yardımcılığı sayısının teke düşürüldüğü dikkate alındığında ne beklersiniz? giderlerin düşmesini değil mi? Hayır.. Sıkı durun.. Ayakta iseniz oturun düşer müşersiniz mazallah..
Bu tablo 2015’in Nisan Mayıs Haziran aylarının tablosu. Eskiden böyle ay ay kalem kalem verilirdi biz de oradan takip eder acımazsızca eleştirirdik.
2016’nın ilgili periyodunda yapılan giderler ile 2015 arasındaki fark %48! Bu artışı nasıl sağlamışlar bu yönetim kurulu bir soruverin Allah rızası için. Bu senin benim hepimizin parası.
4. Temsilsiz Temsile 6500 Lira Maaş Nasıl Açıklanır?
Yaşadığımız zorlu süreçte her kademede sorunlarımızın dile getirilmesi ve çözümü için çaba göstermeye devam ederken, program sonrası Başbakan Yardımcıları Mehmet Şimşek ve Tuğrul Türkeş ile başta Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı olmak üzere diğer Bakanlar Naci Ağbal, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Saya Kaya ile çok sayıda üst düzey bürokrat ile görüşme yapma imkanı bulunduğu kaydedilen toplantıya, bizlerin oluşturduğu bütçeden ayda 6500 lira maaş alıp, bir hafta öncesinden de haberi oduğu halde katılmayan Başkana bunun nedenini de sorun. Rehberlerin %90’ından fazlası işsiz iken, sektör değiştirme haberleri hergün peş peşe geliyor iken, bu maaşı alan Başkan, bu toplantıya gitmemek için ne gibi bir gerekçeye sahiptir.? İşine geldiği zaman “delege toplantısı” yapan Başkan, bu kararını bizlere danışmış mıdır? Bizlerin meselelerini hangi otorite ile görüşme halinde olarak alacaktır.? (Gerçekten sinirlenmemek elde değil)
 
5. Rehberlik Yapmayan, Kurumudan izinsiz seçime giren YK üyesi mi Olur?
Olur. Oldu! İki sene daha böyle gidecek!
Arkadaşlar siz bu konuyu biliyorsunuz halihazırda. Yöneticilerimzden iki kişi mesleği icra etmiyor. Birisi rehberlerin hocası. Her rehberin yetişmesinde öyle ya da böyle payı olan bir kişilik. Saygı duyarız. Ama bir tane daha var ki ne olduğunu anlamadan kendini yönetimde buldu. Sanırım en çok da kendi şaşırmıştır. Öyküyü çok iyi biliyorum. Hiç teferruata girmiyorum. Zira kendimle ilgili olan maddede bunun açıklamasına kısmen değineceğim.
Asıl aşağıda ekte İRO’ya bilgi edinme kanunu çerçevesinde sorduğum üç soruluk dilekçe ve ona gelen cevap var. Anlaşılan kurulumuzun eli kalem tutan bıçkın hukukçuları cevap verirken aslında cevap vermemeyi iyi beceriyor. Aynı Eyüp Belediyesi olayında olduğu gibi.
SoruAkademisyen üyelerim kurumlarından aldıkları izin belgesi var mı?
CevapSeçim usulune uygun yapılmıştır.
SoruKurul üyelerinin devamsızlık sayıları nedir?
CevapKurul üyelerinin mazeretsiz katılmadığı toplantı yoktur..
Böyle cevaplar verebilirsiniz. Verilir elbet. Ama o cevaplar yakanıza yapışır. yapıştı da. Çıkacak gibi de görünmüyor. İlgilisi için yazdığım dilekçeme gelen cevap ekli dosyada görülebilir.
Hasan Barış bunları neden yazıyor
Arkadaşlarım, Meslektaşlarım,
Başlangıçta da yazdığım gibi Tolon Sökmen ve Ahmey Şensılay dönemleri hakkında dinlediklerim bir belgesel oluşturmaya yetecek uzunlukta. Kanunumuzu çıkaran Şerif Yenen döneminin yaklaşıl son 6 yılına, Dr. Sedat Bornovalı’nın da kısa ama bir o kadar etkili 1 yılının şahidiyim. Hiç yönetim kurulunda olmadım. Fakat bir kurul üyesinin bilebileceğinden fazlasına şahit oldum. Özellikle de İnisiyatif’in başından 27. haftasına kadar geçen dönemin birinci el şahidiyim.
Son on yıllık lisanslı rehberlik hayatımda Ben böyle kifayetsiz bir yönetim görmedim. İşin kötüsü sırf oy pazarlıkları yüzünden kendilerini, TUREB ‘e seçtirdikleri başkan vekilinin de sorumlusu addediyorum. Yoklukları hiç aranmadı Ankara’da inanın.
Hiç bir yere seçilme kaygım da olmadı. Yazma böyle Barış oy alamayacaksın diyenlere de böyle bir kaygım hiç olmadı demekle iktifa ettim. Kanallardan uzaklaştırdıklarımda da aynı yöntemi izledim. Kimseye gebe değilim. Kimseye bir borcum da yok. Belki de ondandır ki bu kadar rahat konuşmam.
Şahsıma yönelik kimi zaman “biz onu yk ya almadık diye böyle yapıyor” dedikleri kulağıma geliyor. Bununla ilgili şahitliklerimi sunup konuyu kapatacağım.
Bana Şerif Bey sormuştur yıllar önce Yönetim Kuruluna girmek ister misin diye. Israrcı olsa idim o seçim girmiştim. Olmadım. Sadece Üniversiteli bir arkadaşımız olsun diyerek isim vermiştim. Öyle de oldu.
İnisiyatifin başlarıydı. Aşağıda ismini sayacaklarımın hepsi de orada söylediklerimizin şahitleridir; Ben: Hasan Barış Partal, Bugün Toplumcuların önderi; Hüseyin Özgür Özaltun, Ceyhan Yıldız, Bugünün İRO Başkanı Hakan Eğinlioğlu  ve yönetim kurulu üyeleri Tolga Fahri Çakmak ve Süleyman Orçun Taran (Son ismi kullanmak zorunda kaldığım için müteessirim fakat mecburum)
Yer Kadıköy Komünist Parti’nin yakınındaki çay ocağının bahçe kısmı. Nazım Hikmet kültür merkezinin bahçesindeki geniş katılımlı toplantı bitmiş ve buraya gelinmiş.
…Çaylar söylenmiş, seçime de daha nereden baksanız aylar var. Laf dönüp dolaşıp yapılacak seçimlere gelir. Hakan yönetim kurulunu oluşturmakta bazı sıkıntılar yaşadığını söylemesi üzerine Hüseyin Özgür Özaltun “Abi benim o yönetim kurulunda olmam gerekmiyor” der ve peşinden aynı cümleyi ben de tekrar ettim. O yönetim kurulunda olmam gerekmiyor. Eğer amaç örgütlenmek ise bizlerin o yönetim kurulunda olması şart değil.” O esnada S. Orçun Taran’ın gözlerindeki şaşkınlık ifadesini görmeniz gerekiyordu. O anda aynı safta yer almamızın mümkünü olmadığı belli olmuştu aslında, fakat uzatmaları oynamak gerekiyordu demek ki, ve de öyle oldu.
Biz en başından vazgeçmiştik o koltuktan. Şimdi ise o koltuklarda oturanlardan hakkını vermelerini istiyorum, başka bir şey değil. Hakkım değil mi bunu istemek?

CEVAP VER